Sındırgı

Slider

Geleneksel, Yeniliksel ve Geleceksel Girişimcilik

 GELENEKSEL, YENİLİKSEL VE GELECEKSEL GİRİŞİM ÜZERİNE

Sevgili Dostlar,

Girişimcilik denince aklımıza genelde tek bir kalıp gelir: Bir fikir bulup onu hayata geçirmek. Oysa girişimcilik de kendi içinde zamanla evriliyor. Bugün sizlerle girişimciliğin üç önemli boyutundan; Geleneksel Girişim, Yeniliksel Girişim ve Geleceksel Girişim kavramları üzerine konuşmak istiyorum.

Geleneksel Girişim 
Geleneksel girişim, geçmişin bilgi ve tecrübelerinden beslenen girişim türüdür. Babadan oğula geçen bir esnaflık, köklü el sanatları, yöresel ürün üretimi gibi örnekleri düşünebilirsiniz. Bu tür girişimler, kök salmış ve kendini kanıtlamış yöntemleri devam ettirir. Ancak unutmamak lazım: Geleneksel olmak durağanlık demek değildir. Değişen zamanlara ayak uydurabilen geleneksel girişimler, ayakta kalmayı başarır. Gelenekten beslenmek, özü koruyarak yeni nesillere taşımanın da adıdır.

Yeniliksel Girişim
Yeniliksel girişimler, mevcut olanı farklılaştırarak değer katar. Teknoloji girişimleri, yeni nesil pazarlama stratejileri, mobil uygulamalar bu kategorinin en canlı örneklerindendir. Burada önemli olan mevcut bir soruna farklı bir gözle bakabilmek ve yeni çözümler üretebilmektir. Yeniliksel girişimci; değişimin kaçınılmaz olduğunu bilen ve bunu avantaja çeviren kişidir. Esnek düşünebilen, risk alabilen ve öğrenmeye açık olan herkes bu alanda varlık gösterebilir.

Geleceksel Girişim
Belki de en az konuştuğumuz ama en çok önem vermemiz gereken alan burası: Geleceksel girişim. Geleceği öngören, daha sorun ortaya çıkmadan çözüm geliştiren vizyoner girişimlerdir bunlar. Yapay zeka, yeşil enerji, sürdürülebilir şehircilik gibi alanlarda yapılan çalışmalar geleceksel girişimin parlayan örnekleridir. Geleceksel girişimci, sadece bugünü değil; 5, 10 hatta 50 yıl sonrayı da düşünür. Dünyanın, toplumların ve ekonomilerin nasıl evrileceğini sezer, buna göre şimdiden adımlar atar.

Neden Üçü Birlikte Düşünülmeli?
Bugünün başarılı girişimcileri sadece geleneksel ya da sadece yeniliksel düşünmüyor. Üç yaklaşımı da birlikte kullanabiliyor. Gelenekten aldığı sağlam temeller üzerine yeniliği inşa edip, geleceğe taşımayı bilenler fark atıyor. Bir ayağımız geçmişin sağlam toprağında, diğer ayağımız değişimin dalgalarında ve gözümüz ufuk çizgisinde olmalı.

Sonuç:
Sevgili dostlar, girişimcilik sadece bir iş kurmak değil, bir bakış açısıdır. Gelenek, yenilik ve gelecek üçgeninde denge kurabilenler, hem bugün ayakta kalır hem de yarını şekillendirir. Hangi alanda çalışırsak çalışalım; köklerimizi unutmadan, yeniliğe açık kalarak ve daima ileriye bakarak yol almalıyız.

Şimdi siz de kendinize sorun:
Ben sadece bugünü mü yaşıyorum, yoksa geçmişten ilham alıp geleceği mi inşa ediyorum?

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



0

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Mega Menu

blogger