Sındırgı

hayvancılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayvancılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Doğanın Öğrettiği Sevgi: Yörüklerin Hayvanlarla Yaşam Sanatı

 Yörüklerin Hayvanlara Karşı Şefkati ve Saygısı: Doğa ile İç İçe Yaşamın Bir Yansıması

Yörükler, Anadolu’nun en eski göçebe halklarından biri olarak, hayvanlarla ve doğayla kurdukları derin ilişkileriyle tanınırlar. Yüzyıllardır süren bu yaşam tarzı, onları doğanın ritimlerine ve hayvanların ihtiyaçlarına duyarlı hale getirmiştir. Hayvanlar, Yörükler için yalnızca bir gelir kaynağı değil, yaşamın ayrılmaz parçaları ve kutsal emanetler olarak kabul edilir. Bu nedenle, onlara gösterilen şefkat ve saygı derin bir kültürel ve ahlaki anlayıştan beslenmektedir.


Hayvanlarla Paylaşılan Yaşam

Yörüklerin hayatında hayvanlar sadece ekonomik değer taşıyan varlıklar değil, aynı zamanda yol arkadaşları ve aile bireyleri gibidir. Keçiler, koyunlar ve develer, onların göçebe yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmezdir. Yörükler hayvanlarını besler, onları korur ve ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını onlarla birlikte şekillendirirler.


Keçilere Gösterilen İlgi: Keçiler, Yörükler için yalnızca ekonomik bir değer sunmazlar; onların doğa ile olan ilişkilerini de derinleştirir. Keçilerin davranışlarına göre doğanın dengesi hakkında bilgi edinir ve bu canlılara büyük bir özen gösterirler. Sürüleri otlatırken en iyi otlakları bulmaya çalışır, hava koşullarına göre sürülerini korur ve güvende tutarlar.


Develerle Kurulan Bağ: Göçlerde develer, sadece yük taşıyan hayvanlar değil, zorlu yolculukların sessiz ortaklarıdır. Yörükler develerine büyük özen gösterir; yolculuk sırasında ihtiyaçlarına dikkat eder, zorlandıklarında durup onlara gerekli bakımı sağlarlar. Deve hastalandığında yolculuğa ara vererek onu iyileştirirler.


Şefkatin ve Saygının Kültürel Kökleri

Yörüklerin hayvanlara gösterdikleri bu özen ve saygının temelinde, kültürel ve dini inançlar yer alır. Yörükler, doğayı ve hayvanları Tanrı’nın emaneti olarak kabul ederler. Bu inanç, doğaya ve hayvanlara saygı göstermeyi bir yükümlülük haline getirir. Onlar için hayvanlara kötü davranmak ahlaki bir yanlış olduğu kadar, dini bir sorumluluğun ihlali olarak da görülür.


İsraf Etmeme ve Hayvan Haklarına Saygı: Yörükler, hayvanlardan elde ettikleri ürünleri israf etmeden kullanırlar. Yalnızca ihtiyaçları kadarını alır, geri kalanını doğanın döngüsüne bırakırlar. Hayvanlarının sağlığını korumak için ellerinden geleni yapar ve onların doğal yaşamlarına saygı gösterirler.


Hayvanların Emeğine Değer Verme: Yörükler, hayvanlarının emeğini kutsal kabul ederler. Hayvanlar yalnızca ekonomik fayda için kullanılmaz, aynı zamanda onların refahı da gözetilir. Doğum yapan hayvanlar özel bir bakıma alınır, zayıf düşenler dinlendirilir ve doğal döngülerine saygı gösterilir.


Hayvanların Yörükler İçin Manevi Önemi

Yörükler, hayvanlarına duydukları sevgiyi ve saygıyı geleneklerine ve masallarına yansıtırlar. Çobanların sürüleriyle olan duygusal bağları, onlara isim vermeleri ve onlarla konuşmaları, bu hayvanların Yörük kültüründe sadece mal değil, yaşamın manevi bir parçası olduğunu gösterir. Yörükler için hayvanlar dost, yoldaş ve yaşamlarının vazgeçilmezidir.


Sonuç olarak, yörüklerin hayvanlara karşı gösterdiği şefkat ve saygı, onların doğayla kurdukları derin ve anlamlı ilişkinin bir göstergesidir. Hayvanlar, Yörüklerin hayatında sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürel ve manevi anlamları olan varlıklardır. Bu gelenek, doğaya ve hayvanlara olan sorumluluğu derinden hissetmeleri ve sürdürülebilir yaşam anlayışları ile günümüze de önemli dersler vermektedir.



Balıkesir: Tarımın Başkenti ve Kültürel Mozaik

Balıkesir, Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan bir şehir olup toplamda 20 ilçeye sahiptir. Bu ilçeler arasında en küçüğü, merkez nüfusu olarak Balya’dır. Doğu-Batı ve Kuzey-Güney hatlarının uzunluğu sayesinde aynı gün içinde dört mevsimi yaşayabileceğiniz bir şehir olan Balıkesir, çeşitliliğiyle dikkat çeker. Dursunbey’de kar topu oynayıp kardan adam yapabilir, ardından sadece birkaç saat içinde Edremit’te denize girebilirsiniz.

Balıkesir, tarımsal, hayvansal ve endüstriyel üretimde öncüdür. Dünyanın en kaliteli zeytin sahalarına sahip olan bu şehir, İstanbul ve Ankara’da etin “Balıkesir kuzusu” olarak satılmasını sağlar ve süt piyasasını belirler.

Kültürel açıdan da zengin olan Balıkesir, farklı etnik kökenlerden gelen insanların bir arada yaşadığı bir mozaiktir. Çerkeslerden Boşnaklara, Dağıstanlılardan Gürcülere, Selanik’ten göç eden Macır (Muhacir) ailelerden Bulgaristan Pomaklarına kadar pek çok topluluk bu güzel şehirde barış içinde yaşar. Çepniler ve Manavlar da bu çeşitlilikte kendilerine yer bulur. Roman topluluğu, halkımızla birlikte güven ve huzur dolu bir hayat sürdürürken, Körfez bölgesindeki Kürt vatandaşlarımız da ekonomiye katkıda bulunurlar.

Balıkesir, milli mücadele ve Çanakkale Savaşı döneminde canını feda eden birçok insanın da vatanıdır. Genç yaşta savaşa katılan lise öğrencileri, eğitimlerini askıya alarak büyük bir fedakarlık örneği göstermişlerdir. Emekçi insanlarıyla tanınan Balıkesir, çalışkanlığı ve üretkenliğiyle bilinir. Burada alın teri döken herkes, hak ettiği değeri ve karşılığı bulur. Balıkesir, hem doğal güzellikleri hem de kültürel çeşitliliğiyle Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir.

Süleyman ÇETİN - Balıkesir 2024



Geleceğin Modern Tarım Araçları Nasıl Olacak?

Gelecekte tarım, teknoloji ve dijital dönüşüm ile şekilleniyor. Tarım sektörü, artan rekabet, değişken pazar şartları ve küreselleşen ekonomik sistem nedeniyle önem kazanıyor. İşte geleceğin modern tarım araçları ve teknolojileri:


Otonom, Sürücüsüz Tarla Araçları ve Traktörler: Sensörler, radar, GPS sistemleri ve makine öğrenmesi ile donatılmış otonom arazi makineleri, yetişmiş insan gücünden tasarruf sağlayarak iş kalitesini artırıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Hassas Tarım ve Drone Kullanımı: Drone’lar, havadan arazileri tarayarak sulama, ilaçlama ve haşere kontrolü gibi tarımsal faaliyetleri daha etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlıyor. Uzaktan algılama ile hassas tarım uygulamaları da gelişiyor.

Akıllı Tasmalar ve Hayvan Kontrolü: Akıllı tasmalar, çiftlik hayvanlarının izlenmesini sağlayarak süt verimliliğini artırabiliyor. Bu otomasyon sistemleri, hayvancılık alanında önemli avantajlar sunuyor.

Toprak ve Hava Sensörleri: Toprak nem sensörleri, toprak sıcaklık sensörleri ve yaprak nemlilik sensörleri, gerçek zamanlı olarak çiftlik, orman veya su kaynaklarının durumunu takip etmeyi mümkün kılıyor. Nesnelerin interneti teknolojisi ile veriler anlamlı hale getirilerek su ve elektrik tasarrufu sağlanabiliyor.

Tarımsal Mobil Uygulamalar: Hava durumu bilgisi, ürün miktarı hesaplaması ve ilaç miktarı belirlemesi gibi mobil uygulamalar, günlük tarımsal işlerde önemli avantajlar sağlıyor ve sektöre ivme kazandırıyor.

Sindirgi.net olarak geleceğin tarımda olduğunu görebiliyoruz. Bu teknolojilerin entegrasyonu ile daha verimli, sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde gerçekleşecektir. 🌾🚜

Sizler için gelecekte olacak tarım araçlarının modellerini ekledik:












Sındırgı Halk Eğitim Merkezinde Yeni Eğitim

Duyanlar Duymayanlara Duyurabilir mi?

Hibe, destek, teşvik almak isteyen Dostlar, çiftçiler ve tarım sanayicileri.. Besi Sığırcılığını daha bilinçli yapmak ve yeni başlamak veya geliştirmek isteyenler için bu eğitim önemli.

SINDIRGI HALK EĞİTİM MERKEZİ’nin yaptığı paylaşımda:

“Kurumumuz bünyesinde besi sığırcılığı kursu açılması planlanmaktadır. Katılmak isteyen vatandaşlarımız başvuru için Müdürlüğümüze müracaat ediniz.” denilmektedir.

Kurs Adı: BESİ SIĞIRCILIĞI KURSU

Kayıt olmak isteyenler SındırgıHEM’e müracaat edebilirler.

Sındırgı Halk Eğitim Merkezi İletişim Bilgileri:

0 (266) 516 12 77

sindirgihem.meb.k12.tr/


Sındırgı Pazar Yeri ve Yonca Köylü Pazarı

Sındırgı Köylü Pazarı, Türkiye’nin Balıkesir ilinin Sındırgı ilçesinde her Cumartesi günü kurulan bir pazardır. Bu pazarda, Sındırgı köylerinden gelen çiftçiler, kendi ürettikleri sebze, meyve, otlar, yumurta, ekmek, peynir, zeytin, bal, salça, yağ gibi doğal ve yöresel ürünleri satmaktadırlar. Sındırgı pazarı, bölgenin kültürünü, insan ilişkilerini ve doğal beslenmenin önemini yansıtan bir pazardır. Sındırgı pazarında, özellikle ilkbaharda yeşilin her çeşidi adeta tezgahlardan fışkırır. Sındırgı pazarı, ürün çeşitliliği, tazeliği ve uygun fiyatları ile vatandaşların tercihi olmaktadır.

Köylü pazarı, 2000li yıllarda Yonca Pazarı denilen üstü kapalı alanda kurulur ve burası tamamen köylülerin ürettikleri ürünlerle dolar taşardı. Daha sonra mevcut belediyenin düzenleme adıyla yaptığı değişikliklerle önce kültür caddesine dağılan bir kısmı da Kapalı Pazar yerinin yoluna geçen üreticiler ve köylü çiftçiler burada dağınık halde satışlarına devam etmektedir. Yonca Pazarı hem kapalı hem de sadece köylü pazarı modelinde olan organik ürünlerin satış yeri halindeyken belediyenin plansız ve stratejisiz çalışmaları sonucu dağılmış ve ilgiden uzak köhne yer oldu. Daha sonra bu alana Atatürk Caddesinde bulunan ve belediye tarafından yıkılan belediye dükkanları taşınmaya çalışıldı. 3 harfli süpermarketlere şehrin merkezinde belediye ve halkın arazisinden adeta yer hibe edilirken anlaşmaya varılamasa da Sındırgılı Esnaf, Yonca denilen küçük alana geçmek zorunda kaldı.

Sındırgı Kapalı Pazar yerinde farklı illerden ve ilçelerden gelen esnaflar yer alırken Sındırgı köylerinden getirdiklerini satmak isteyenler genelde yol kenarında yağmurlu havalarda ve soğuk havalarda dışarıda kalmaktadırlar. 

Her Cumartesi En Güzel En Sağlıklı, Yöresel Ürünleri ile Kestane, Melki ve daha fazlası Sındırgı Pazarı girişinde organik ürünler sizleri bekliyor.🌰🍅🍊













Eski Bir Yöntem; Elma Kuyuları

Dede ve babalarımız meyveleri özellikle elmaları kış mevsiminde tüketmek üzere saklamak için son derece sağlıklı ve garanti bir uygulama yaparlardı.

Fotoğraflarda da görüldüğü gibi elmaları tek tek yaralamadan toprağa muhafazalı bir şekilde gömer, kış mevsiminde de kenarından açtığı bir delikten de ihtiyacı kadar alıp tüketirlermiş.

Cenazelerin sabaha kadar beklemelerinde ya da başka eğlence meclislerinde gençlerin ortadan kaybolup kuyu açmaya gitmeleri, aldıkları elmaları o meclise sunmaları özellikle kuyunun sahibi oradaysa ona çaktırarak "yiyin yiyin kendi malınızmış gibi yiyin" demeler yöremizin çok meşhur muhabbetlerindendi.

Maalesef bu geleneğimizde büyük ölçüde teknolojinin kurbanı oldu.

Bir hatırlayalım istedik.


Yoksa Türkler Topraklarını mı Satıyor?

Yoksa Türkler Topraklarını mı Satıyor?
Yoksa Türkler Topraklarını mı Satıyor?
Ege'de bağ evi ve yayla evi kültürü hala devam ediyor. 

Yazın sıcak aylarda insanlar, rakım olarak yüksek olan ağaçlık yayla bölgelere mevsimlik olarak taşınır.

Oralarda şehir içerisindeki evlerinden daha konforlu evleri olan da vardır  yaşamaya elverişli olan yerlerde vardır.

Tabi orada sizi zor duruma sokan, rahatsız eden komşularınız oluyor. Yüksek sesle eğlenen müzik dinleyenler olabiliyor.

Bizim de böyle bir komşumuz var sizce ne yapmalıyım? Aynı ses sistemi alıp sabah bağırıp çağırmalı mıyım?

Yoksa gidip onunla kavga mı edeyim  mahkemelik mi olayım 

Yoksa çoluk çocuğumu gaza getirip  kavgayı büyütüp yıllar süren bir mücadeleyi başlatayım mı 

Söyleyin bakalım ben hangisini yapayım  

Şimdi ben bu yayla evini bu kötü ve saygısız komşum sebebiyle satsam babamın hatırasına saygısızlık yapmış olur muyum 

Babası vefat edince hemen sattılar  derler mi 

kendi ellerimizle dikmiş olduğumuz ağaçları onlarca hatıranın yaşandığı bu mekanı bir başkasına satsam 

BEN TOPRAK SATMIŞ OLURMUYUM 

Evet dostlar cevabınızı bekliyorum 

Şimdilerde bakıyorum herkes tarihçi  olmuş 

Filistinliler neden toprak sattı  

Başında mıydın  yanında mıydın 

Neden satmış? 

Satmış mı sattırılmış mı?

Şimdilerde Gazze  abluka altında  

Göçe zorlanıyor..

Onlar içinde on yıl sonra birileri Gazzeliler toprak sattı diyecek mi?

Araplar Osmanlıyı arkadan vurdu diyenler 

Siz Osmanlıyı sever misiniz ki 

Siz Osmanlıyı  sevmeyenler 

Osmanlıyı arkadan vuranların kaygısı size mi düştü 

Siz Osmanlıyı arkadan vuranları seversiniz zaten 

Bu sebeple Araplar Osmanlıyı arkadan vurdu demek size düşmez 

Siz zaten buna sevinen bir insan tipisiniz 

Evet ben de bu kötü komşum sebebiyle bu mekanı satarsam beni sevmeyenlerde  arkamdan babası ölünce burayı sattı diyecekler 

Gerçekleri öğrenmek duymak istemeyecekler 

Size bir küçük örnekle bunu anlatmaya çalıştım eğer anlarsanız 

O benim komşum edepsiz diye ben bu mekanı satmayacağım 

Önce uzunca bir süre onun için dua edeceğim ıslah olması için Cenabı Allah’tan yardım isteyeceğim 

Baktım olmadı 

Duamın şeklini değiştireceğim 

ALLAHIM BENİM YAŞADIĞIMI YAŞAMADAN KOMŞUMUN CANINI ALMA 

Diyeceğim 

Bilmediğiniz  o kadar çok şeyi konuşuyoruz ki 

Filistin de eviniz olsaydı eminim oraya hiç gitmezdiniz 

Düşünün sokağa çıkmamız yasak 

Camiye gitmeniz  yasak 

Her gün onlarca farklı noktada bir yahudi tarafından üstünüz aranıyor  

İşe gidip gelirken camiye gidip gelirken eve gidip gelirken onlarca farklı kontrol noktasından geçiyorsunuz ve üstünüz aranıyor  

Ekmek almaya giden çocuğunuz akşam eve gelmeyebilir  

Evinize elektrik su verilmiyor jeneratör kullanmak zorundasınız suyu taşımak zorundasınız  

Bulunduğunuz mahallede  size hizmet verilmedi halde belediye tarafından hizmet bedeli adı altında sürekli borçlandırılıyor ve borçlarınız  faizle katlanıyor 

Evinizi tamirat tadilat yaptıramıyorsunuz  

Evet Filistinliler toprak sattı  derken bütün bunlar düşündünüz mü 

SATTIMI TERKE ZORLANDI MI?

Müslüman mısınız?

Filistin de olanlar sizi ilgilendiriyor mu  

Müslümanların düştüğü durumdan Üzüntü duyuyor musunuz  

Müslümanların hak ve menfaatleri için gayret gösterdiniz mi  

Müslümanları ırk gözetmeksizin bir kardeş olarak görüyor musunuz  

Onların dertleriyle dertleniyor musunuz?

Onlar için geceleriniz uykusuz geçiyor mu?

Hayır ise 

Lütfen karışmayın 

Toprak sattığı konusu da sizi ilgilendirmez 

BAKIN TRAKYA'DA ve EGE'DE Ciddi anlamda toprak satılıyor.

Hiç kimse bir şey demiyor.

Satanlar da Filistin’de yaşayanlar toprak sattı diyenlerde aynı insanlar 

Keşke benimkini alsa diye bekleyen çok insan var.

..


Anadoluda İmece Kültürü | Meci Nedir?

İmece, egede denilen ismiyle meci, insanların birbirleriyle yardımlaşarak bağ bahçe işlerinde birbirlerine yardım etmesidir; tütün kırmak, ekin biçmek gibi..

Genellikle köy yerlerinde uygulanan bu davranış türü halen devam etmektedir.

Köylü kadınların özellikle yardım sever olmasından kaynaklanan bu durum günümüz insanları tarafından bilinmemektedir .

Son yıllarda makineleşmenin ve teknolojinin de etkisiyle olsa gerek bu işbirliği ve birlik beraberlikle iş yapmanın ve zorlukları kolaylaştırmanın bir kültürü olan imece kültürü insanlar arasında unutulmaktadır.

Bundan 12 sene önce kayınvalidem ekin biçtirmek için köydeki akraba ve komşularından yardım istemiş "meci yapalım da benim ekinler yanmasın" demişti küçük oğlumla köyde kalıyorduk o dönem böyle bir olaya şahit olmuştum şehirde büyümüş bir insan olduğum için bu durumu ilk başta anladım tatbikî sonra kayınvalideme sorarak idrak edebildim .

İmece olacağı zaman hazırlık yapılır. Börekler, taze ekmekler hazır edilir ve iş başlar.. 

Haydi imece zamanı..

Anadolu'da İmece Kültürü


Tarım Şehri Sındırgı'da Domates Çiftçileri Zararda

    Tarım şehri Sındırgı'da, domates üretimi yapan çiftçiler, bu yıl hava şartlarının olumsuz etkisini hem rekolte hem de fiyat açısından hissediyor. İlçede, salçalık ve sofralık domates olmak üzere her yıl 10 bin dönümden fazla domates ekiliyor. Domates, ilçenin en önemli tarımsal ürünü olarak kabul ediliyor. Geçen yıl Balıkesir'in en çok domates üreten ilçesi olan Sındırgı, bu yıl hava şartlarının kötü olması nedeniyle rekolte kaybına uğradı. Ekili alanların yüzde 30 artmasına rağmen rekolte %50'ye yakın azaldı. Domates hasadı da bir ay gecikti. Bu durum, domates fiyatlarını da olumsuz yönde etkiledi. İlk turfanda 3,5-4 lira seviyelerinde satılan domatesin fiyatı 2 lira 30 kuruşa kadar düştü. Üreticiler, mazot ve gübre gibi girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle zarar ettiklerini söylüyor. Üreticiler, son turfanda domatesten umutlu olduklarını ancak fiyatların da artmasını beklediklerini dile getiriyor.

    Sındırgı ilçesinde domates üretimi, Balıkesir ve bölgede salçalık domates yetiştiriciliği konusunda iddialı yerlerden biri olarak biliniyor. İlçede, ova köyler ve kırsal mahallelerin yanı sıra 10-15 köyün tamamında domates üretimi gerçekleştiriliyor. Domates üretimi, ilçenin ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Ancak bu yıl hava şartları nedeniyle rekolte düşüklüğünün yanı sıra fiyatların da düşmesi çiftçiyi tedirgin etti. İlk turfanda domates döken üretici memnun olurken, yeni hasat yapan çiftçi tedirgin oldu. Üretici umudunu hasadı devam eden son turfanda domatese bağladı. Hava şartları nedeniyle geç ekim yapılan domateste rekoltede yüzde 50'ye yakın oranda düşüş yaşanıyor. Geçen sene 10 ton olan rekoltenin bu sene 5 ton olduğunu ve üreticinin zor durumda olduğunu belirten Sındırgılı çiftçi, "Mazot olmuş 40 lira, gübre olmuş bin lira. Geçen sene 3 buçuktu domates, bu sene 3'ten başladık şimdi 2,25" dedi. Sındırgılı başka bir üretici rekoltenin düştüğünü kazancın masrafları karşılamadığını belirterek, "Yaptığımız masraf ürettiğimiz domates masrafı karşılamıyor. Hava şartları zaten etkiledi. Önceki yıllara göre zaten bir ay geciktik. Haliyle hasat da gecikti bir ay. Böyle olunca gerçekten kötü oldu yani. Geçen sene 15 dönüm vardı benim, 150 tona yakın aldım. Bu sene dönümde 5 ton ya çıkar ya çıkmaz. Rekolte düştü. Fiyatlar da zaten düştü. Bundan bir ay önce 3,7 liraydı komisyoncularda şu anda 2,3 lira. Gerçekten çok kötü yani" şeklinde konuştu.

    Sındırgı ilçesindeki domates üreticilerinin yaşadığı sorunlar, Türkiye'nin genelinde de görülüyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), domates üretiminin bu yıl hava şartları nedeniyle yüzde 10-15 oranında azaldığını söylüyor. Domates fiyatlarının da üreticiyi tatmin etmediği belirtildi. Açıklamada "Domates fiyatları, geçen yılın aynı dönemine göre düştü. Üretici, maliyetlerini karşılayamıyor. Domates üretimi, Türkiye'nin en önemli sebze üretimlerinden biridir. Domates üretimi, hem iç piyasada hem de ihracatta büyük bir paya sahiptir. Ancak bu yıl hem rekolte hem de fiyat açısından üretici mağdur olmuştur. Domates üreticilerinin sorunlarının çözülmesi için devlet desteğine ihtiyaç vardır" denildi.


Sındırgı Tarihi Kınık Su Değirmeni

    Su değirmenleri, suyun ağırlık ve kaldırma kuvveti enerjisiyle çalışır. Öğütme, yalpalama veya çekiçleme gibi mekanik işlemleri yapmak için su çarkı veya su türbini kullanılır. 
Sındırgı ilçesinde, Kınık köyünde bulunan su değirmeni, yaklaşık 200 yıllık bir geçmişe sahip. Değirmen, dikdörtgen biçiminde ve taştan inşa edilmiştir. Bugün halen yöre insanının buğday unu, mısır unu, hayvan yemi ve bulgur ihtiyacı büyük ölçüde buradaki su değirmeninden karşılanmaktadır.

TAŞ DEĞİRMENDE ÖĞÜTÜLEN BUĞDAY TAŞ FIRINDA LEZZET BULUYOR

    Buğday, insanlık tarihi boyunca en önemli tahıl ürünlerinden biri olmuştur. Buğdayın ilk kez ne zaman yetiştirildiği tam olarak bilinmemekle birlikte, yaklaşık 10.000 yıl önce Orta Doğu’da yetiştirildiği düşünülmektedir. Buğdayın öğütülmesiyle elde edilen un, insanlar tarafından farklı amaçlar için kullanılmıştır. Örneğin, un, ekmek yapımında kullanılmıştır. Ekmek yapımı, tarihin erken dönemlerinde başlamıştır ve günümüze kadar devam etmiştir. Ekmek yapımında kullanılan yöntemler zamanla değişmiş olsa da, temel olarak buğdayın öğütülmesi ve hamurun hazırlanması gerekmektedir. Hamur hazırlandıktan sonra, fırında pişirilir ve ekmek elde edilir. Taş fırın ekmeği gibi bazı ekmek türleri, taş fırında pişirilerek özel bir lezzet kazanır.

    Tarihi fırınların vazgeçilmez lezzeti taş fırın ekmeği, uzun ömürlü kullanıma uygun olup odun ateşinde ve adını aldığı taş fırınlarda pişirilen bir ekmek türüdür. Taş fırın ekmeğin en önemli özeliği taş fırında ve odun ateşinde pişirilmesidir. Son derece lezzetli taş fırın ekmeğinin lezzetindeki sır ise kullanılan buğdaydan kaynaklanır. Buğday seçimi, hamurun doğru şekilde yoğruluşu ve fırının ateşinin en iyi şekilde hazırlanması taş fırın ekmeğinin diğer lezzet sırlarındandır. Taş fırın ekmeği fırına konulana kadar harcanan emek ve gösterilen özen, bu ekmeğin lezzetli olmasındaki önemli etkenlerdir. Taş fırın ekmeği, genellikle tarihi fırınlarda bulunur ve Türkiye’nin birçok yerinde üretilir.




Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Sındırgı.net | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Sındırgı için ile..