Sındırgı

yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yediğimiz Her Şey Karakterimizi Şekillendiriyor

 

Yediklerimiz Bizi Biz Yapar: Hipokrat ve İbn Haldun’dan Günümüze Bir Uyarı

Günlük yaşamda beslenmenin sadece beden sağlığına etkilerini düşünüyoruz; oysa tükettiğimiz her lokma, sadece bedenimizi değil, ruh halimizi, düşünce yapımızı ve sosyal ilişkilerimizi de derinden etkiliyor. Eski çağlardan bu yana beslenme ve insan karakteri arasında bir bağ olduğu düşünülmüş ve bu konuda farklı medeniyetlerden birçok bilge kişi önemli görüşler dile getirmiştir. Milattan önce beşinci yüzyılda yaşamış olan ünlü hekim Hipokrat, “Ne yersen o’sun” sözüyle beslenmenin fiziksel sağlığın ötesine geçerek ruhsal durumu da şekillendirdiğine dikkat çeker. Yani yediklerimizin yalnızca kilomuzu değil, aynı zamanda ruh halimizi, bakış açımızı ve sosyal ilişkilerimizi de etkilediğini vurgulamış olur.

Hipokrat gibi, on dördüncü yüzyıl İslam dünyasında ise İbn Haldun beslenmenin insan mizacı, ahlakı ve dini yaşantısı üzerinde büyük bir etkisi olduğuna inanmıştır. Ünlü eseri Mukaddime’de İbn Haldun, insanların yaşadıkları coğrafya ve yedikleri gıdaların onların kişiliğini ve davranışlarını şekillendirdiğini savunur. Ona göre, sade ve doğal bir beslenme tarzı kişiyi daha sağlıklı ve ruhen daha dingin hale getirir. Lüks ve aşırılıktan uzak bir yaşam sürdürenlerin, manevi değerlere ve ahlaki ilkelere daha bağlı kaldığını ifade eder. Bu görüşe göre, aşırı beslenme ve lüks içinde yaşayan kişiler daha tembel, kaygılı ve ruhsal olarak kırılgan hale gelirken; sade bir beslenme ve doğal yiyeceklerle beslenen bireyler fiziksel olarak daha güçlü, ruhen ise daha dingin olur. İbn Haldun’un bu görüşleri, bize yediğimiz gıdaların bedensel sağlığımız kadar ruhsal sağlığımız ve karakter yapımız üzerinde de bir etkisi olduğunu gösterir.

Bu kadim bilgelerin uyarılarını bir kenara bırakıp, modern çağda beslenmenin yalnızca lezzet ve hızlı doyum arayışına odaklanan insanlık, zaman zaman bu tercihlerinin bedelini ağır ödüyor. Geçtiğimiz aylarda, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan bir liste, tüketici güvenliği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyordu. Bu listede, et ürünlerinde tağşiş yapıldığı, yani etlerin içerisine domuz, at ve eşek eti karıştırıldığının tespit edildiği belirtildi. Hem insan sağlığı hem de etik açıdan ciddi sorun teşkil eden bu durum, birçok tanınmış markayı da içine aldı ve oldukça ses getirdi. Ünlü köfteci markalarından biri olan Köfteci Yusuf’un da listede yer alması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve konu sosyal medyada geniş bir tartışmaya yol açtı.

Bakanlık tarafından yayınlanan bu liste toplumda farklı tepkilere neden oldu; bazı insanlar, markaların verdiği güvencelere dayanarak bu tür bir ihlalin mümkün olmadığına inanmak istemedi. Ancak, devletin resmi incelemeleri sonucunda hazırlanan ve yayınlanan bir listede bu bilgilerin yer alması, olayın ciddiyetini göz ardı etmeyi zorlaştırıyor. Bu tür skandallar, tüketicilere "BİLİNDİK MARKA ALGISINA GÜVENMEK" yerine, bizzat kendilerinin kestikleri etleri ya da helal - güvenilir kaynaklardan temin edilen ürünleri tüketmenin önemini hatırlatıyor. Ne yazık ki, marketlerde kolayca bulunabilen her ürün, sağlıklı ve güvenli bir seçenek olmayabiliyor. Bu olay, her yerde her şeyin yenmeyeceği gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Toplum olarak sağlığımızı korumak ve geleceğe daha sağlıklı bir nesil yetiştirmek istiyorsak, tükettiğimiz gıdaların içeriğine dikkat etmek zorundayız. Hem Hipokrat’ın hem de İbn Haldun’un yüzyıllar önce dile getirdiği gibi, beslenme yalnızca fiziksel bir gereksinim değil; aynı zamanda ahlakımızı, düşünce yapımızı, hatta dini yaşantımızı etkileyen köklü bir olgu. Bu yüzden tükettiğimiz gıdaları yalnızca karın doyurma aracı olarak değil, bizi şekillendiren temel yapı taşları olarak değerlendirmeliyiz. Sağlığımızı korumak adına dengeli, doğal ve güvenilir kaynaklardan beslenmeyi bir öncelik haline getirmek, uzun vadede hem bedenimize hem de ruhumuza yatırım yapmak demektir.


Süleyman Çetin 11.11.24




SINDIRGIDA NE YENİR?

 Sındırgı, Balıkesir’in tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir ilçesidir ve lezzetli yemekleriyle de tanınır. Sındırgı’da deneyebileceğiniz bazı meşhur yemekler şunlardır:

Sazan Dolması: Bölgeye özgü bir balık yemeği.

Güveç: Çeşitli sebzeler ve etin toprak çömlek kaplarda pişirildiği geleneksel bir yemek.

Kabak: Yöresel bir şekilde hazırlanan kabak yemekleri.

Höşmerim: Tatlı severler için bir çeşit peynir tatlısı.

Otlu Pide: Yörede yetişen otlarla hazırlanan lezzetli bir pide çeşidi.

Tarhana Bezdirmesi: Yoğurtlu, biberli yapılan yöresel bir lezzettir.

Bunun yanında tirit, sumak turşusu, kornişon turşusu, keşkek gibi yöresel lezzetleri de yapılmaktadır.

Ayrıca, Sındırgı’nın çömleği ve çömlekte pişirilen yemekleri de oldukça meşhurdur. Yemeklerinizi yerel lokantalarda, pidecilerde ve yerel lezzet işletmelerinde tadabilirsiniz. Sokak köfteciliği de Sındırgı’da popülerdir ve merkezde çeşitli butik köfteciler bulunmaktadır. Çaygören Baraj Gölü kenarında ise butik balık işletmeleri farklı bir seçenek sunar. 

Sizler için bazı işletmelerin bilgileri:


Deneyimlerinizi Yorum Olarak Aşağıda Yazabilirseniz Herkes Faydalanacaktır.



Türkiye Peynirlerinin Şahı : Kelle Peyniri

Osmanlı döneminde bundan 200 yıl önce Mihaliç (Karacabey)'e gelip yerleşen Arnavutlar, ülkeye damak tadıyla tanıştırdıkları bir peynir çeşidi olan kelle peynirini ürettiler.

  • Kelle Peyniri:

Bandırmalıların vazgeçemediği bu peyniri yemeklerine bile kattılar. Özel soslarda kullandılar. Simit ve kelle peynir ikilisini keşfettiler. Bandırma’ya özgü kelle peynirli patlıcan kızartmasını Türk mutfağına armağan ettiler.

Bu peynirin adı, Bursa’nın Karacabey ilçesinin eski adı olan Mihaliç’ten gelir. (Eskişehir Mihalıcçık peyniri ile karıştırılmamalıdır.)

Karacabey’in yanı sıra Bandırma, Susurluk, Sındırgı, Gönen, Manyas, M. Kemal Paşa ilçelerinde de üretilir. Halk arasında Mağlıç olarak da telaffuz edilir. Kelle peyniri, beyaz peynir gibi tuzlu su içerisinde (salamura) saklanır.

Bursa ve Balıkesir yöresinde genellikle tam yağlı çiğ kıvırcık koyun sütünden yapılan, 2-3 mm kalınlığında kabuk ve 3-4 mm çapında yuvarlak gözler içeren, yarıksız, çatlaksız, oldukça tuzlu, sert bir peynir türüdür.

Türkiye’nin en sevilen ve saygı duyulan klasik peynirlerinden biridir. Türkiye peynirlerinin şahı olarak adlandırılır. Batılı damaklar bu peyniri diğer bütün toprağa yakın peynirlere göre daha iyi bulurlar. Üretimde hem inek sütü hem de koyun sütü kullanılabilir. Ama koyun sütü daha koyu bir damak tadı getirir ve daha uygun bir olgunlaşma sağlar. Birkaç aylıkken beyazdır, üzerinde delikler vardır. Bundan sonra koyu sarı bir renk alır ve çok zinde olur. İnce kesilirse lezzetli ve daha yoğun bir tat verir. O bakımdan kalın parçalar yerine ince parçalar halinde yemek daha yerinde olur. Ayrıca badem, kuru meyve, karpuz ve kahvaltıda domates ile iyi gider. Tencere yemeklerinde ya da ızgara olarak da mükemmeldir. Az tuzlu, normal tuzlu ve eski olmak üzere üç tipi vardır. Eski olanı makbuldür.

Peynir, sert, yağlı, tuzlu ve bol gözeneklidir. Bu nedenle peynir oldukça dayanıklıdır.


Sındırgı Nasıl Bir Yer?

Balıkesir Sındırgıda deniz var mı?

Sındırgı, Balıkesir il merkezine yaklaşık 60 km (45dk – 1 saat) uzaklıkta olan iç Ege’de yer alan yeşillik şirin Anadolu ilçelerinden biridir. İlk bakışta denize uzak oluşu üzse de İzmir’e yaklaşık 2 saat, Edremit körfezinde Edremit Akçay’a yaklaşık 2 saat mesafede, Ayvalık’a ise yaklaşık 2.5 saat mesafe uzaklıktadır. Ayrıca Sındırgı’da deniz yoktur ancak ilçe merkezine 10 dakika mesafede yer alan Çaygören Baraj Gölü bulunmaktadır. Ayrıca bu barajı besleyen Susurluk Çayı/ Simav Çayı ve Cüneyt Çayları ilçenin iki yanından geçmektedir. Bu nedenle yeşilliği ve sulak alanları fazladır. Bunların yanında ilçede termal su kaynakları olduğundan 8 farklı işletmede yüzme havuzu da yer almaktadır. Bunların bazıları gündelikçi alsa da bazıları sadece kalan müşteriler için hizmet vermektedir. Yüzme havuzu olan işletmeleri sayacak olursak, OBAM termal, Laguna Termal, Eman Termal, Özgül Termal, Can Sosyal Tesisleri, Emendere Saklı Cennet ve ilçe merkezinde yapımı devam eden Belediye Otel Havuzu ve yarı olimpik yüzme havuzlarıdır.

Balıkesir Sındırgı Nasıl bir yer?

Sındırgı büyükşehirlere göç veren bir ilçe olup hayatın yavaş ilerlediği, emekli şehri olarak adlandırılan sakin bir şehirdir. Gençler için şehir merkezi küçük bu nedenle pek aktivitenin olmadığı görülmektedir. Konaklama merkezde pahalı olsa da diğer mahallelerde uygun yerler bulunabilmektedir. İlçede tarım en büyük istihdam kaynağıdır.

Balıkesir Sındırgı Denize uzaklığı Nedir?

İlk bakışta denize uzak oluşu üzse de İzmir’e yaklaşık 2 saat, Edremit körfezinde Edremit Akçay’a yaklaşık 2 saat mesafede, Ayvalık’a ise yaklaşık 2.5 saat mesafe uzaklıktadır.

Sındırgıda ne yenir ?

Sındırgıda bir çok yerel lokanta, pideci, fastfood işletmesi bulunmaktadır. Farklı olarak Sokak Köfteciliği Meşhur olup merkezde çeşitli butik köfteciler bulunmaktadır. Bunun yanında Çaygören Baraj Gölü kenarında ise butik balık işletmeleri gelen kişiler için farklı bir seçenek oluşturmaktadır.

Balıkesir Sındırgı neyi meşhur?

Sındırgıdan ne alınır? derseniz Sındırgı el sanatları ile meşhur bir ilçedir. Meşhur yağcıbedir halısı, kırmızı topraktan sağlıklı çömlekleri, (instagram.com/bilge_seramik_sanat) kolonyası ve el sanatları ürünleriyle gelen kişiler için çeşitli hediyelik ürün seçeneği sunabilmektedir. Bunları alabilmek için merkezde yer alan yağcıbedir dükkanlarına, kolonyacıya, çömlek atölyesine uğrayabilirsiniz.

Sındırgı Ayvalık arası Kaç km ?

Sındırgı, Edremit körfezinde yer alan Balıkesir’in turistik ilçesi Ayvalık Sarımsaklı sahile yaklaşık 2.5 saat mesafe uzaklıktadır. Hem Balıkesir merkez, Havran, Edremit güzergahından hem de Soma, Bergama istikametinden de yaklaşık aynı sürede gidilebilmektedir.

Sındırgı Gezilecek Yerler

Sındırgıda tarihi, kültürel ve doğa olarak çeşitli yerler bulunmaktadır. İlçe merkezinde meydanda yürüyüşe çıktığınızda, tarihi ibadethaneleri, tarihi kemer köprüleri, yer yer restore edilmiş tarihi evleri görebilirsiniz. Bunun yanında el sanatlarının devam ettirildiği ilçede çömlek atölyesinde çömlek yapmayı deneyebilir, antika çarşısında antika eserleri görebilir, ahşap ürünleri, yağcıbedir halılarını görebilirsiniz.

Ayrıca termal tedavi merkezlerini gezebilir, havuzlarında yüzebilir, Çaygören Barajının kenarında oturabilir veya balık tutabilirsiniz. Tabi vaktiniz varsa Simav ve Cüneyt çaylarının kenarında yemyeşil doğada yürüyüş yapıp daha sonra çadır kampıda sizin elinizde.

Sındırgı doğal güzellikleri

Sındırgıda çeşitli doğal güzellikler bulunmaktadır. Simav Çayı ve Cüneyt Çayı vadileri yeşillik ve tatlı suyun birleştiği alanlardır. Ayrıca Kertil Ormanları ve diğer bir çok Ormanlık alan ile çevrilidir. Çaygören Barajı yine doğal güzellikler oluşturmuştur. Tarihi olarak da çeşitli tarihi binalar, tarihi köprüler bulunmaktadır. Yine Hisaralan bölgesinde bulunan jeopark alanı yapay da olsa görülmeye değer alanlardandır.

Balıkesir Sındırgı hangi ile yakın?

Sındırgı, Kütahya’nın Simav, Manisa’nın Akhisar, Demirci ve Gördes ilçelerine komşudur.

Sındırgı;

Manisa Otogara 1.5 saat,

Akhisar’a 1 saat,

Demirci’ye 1.5 saat,

Gördes’e 1 saat,

Kütahya Simav İlçesine 1.5 saat mesafe uzaklıktadır.

Sındırgı
Sındırgı






Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Sındırgı.net | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Sındırgı için ile..